MALÇLAMA NEDİR ? NASIL YAPILI ?, FAYDALARI NEDİR ?
MALÇLAMA
en kısa tanımıyla toprak yüzeyinin ışık geçirmeyen bir materyalle örtülmesidir. Bundaki amaç yabancı otların gelişmesini önlemektir. Tanımından da anlaşılacağı üzere, toprak yüzeyi ışık geçirmeyen bir materyalle örtülü olduğu için yabancı ot tohumları çimlenip toprak yüzeyine çıksa dahi fotosentez yapamadıkları için yaşamlarını devam ettirememektedirler. Bu bakımdan malçlama, ilaç kullanılmadan gerçekleştirilen en başarılı yabancı ot kontrol yöntemlerinden biridir. Malçlama amacıyla günümüzde daha çok siyah naylon (polietilen) örtüler kullanılmakla birlikte, organik ve inorganik pek çok materyal malçlama amacıyla kullanılabilir.
Malçlamanın, yabancı otları başarıyla kontrol etmesinin yanı sıra, topraktan buharlaşma yoluyla su kaybını azalttığı (Jensen ve ark., 1989; Asiegbu, 1991), toprak sıcaklığını muhafaza ettiği (Olsen ve Gounder, 2001; Brault ve ark., 2002), toprağı dona karşı koruduğu (Barrales-Dominguez ve Alejo-Santiago, 2002), su ve rüzgar erozyonu ile toprağın taşınmasını engellediği (Wan ve El-Swaify, 1999; Liang ve ark., 2002), topraktaki yarayışlı besin maddesi ve organik madde miktarını artırdığı (Ashworth ve Harrison, 1983; Bhella, 1988), organik malçların bir çoğunun topraktaki mikroorganizma ve solucanların faaliyetini ve sayısını artırdığı (Buck ve ark., 2000; Tiquia ve ark., 2002;), bitkilerde kök sistemi gelişimini hızlandırdığı ve artırdığı (Wien ve ark., 1993), meyve kalitesini yükselttiği (Estes ve ark., 1985), bazı organik malçların toprak asitliğini düzenlediği (Iles ve Dosmann, 1999), erkenci ve toplam verimi artırdığı (Brown ve Osborn, 1989; Abak ve ark., 1992) belirlenmiştir. Tüm bu özellikleri ile malçlama hem başarılı bir yabancı ot kontrol yöntemi, hem de önemli bir bitkisel üretim bileşeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Malçlama amacıyla günümüzde daha çok siyah ya da koyu renkli polietilen örtüler kullanılmakla birlikte, uygulamanın yapıldığı bölgeye ve çevredeki kaynaklara bağlı olarak, organik ve inorganik pek çok materyal malçlama amacıyla kullanılmaktadır. Organik malçlar içerisinde saman malç en çok bilinenlerdendir.
Samanın dışında çeşitli bitki artıklarından elde edilen kompostun da özellikle organik tarımda yaygın olarak kullanılan bir malç materyali olduğu bilinmektedir. Bunların dışında ağaç kabuğu, kavuz, yaprak, talaş vb. ışığı geçirmeyen, bol ve ucuza temin edilebilecek pek çok organik materyal bulunmaktadır. Organik malçların hem avantaj hem de bazı dezavantajları vardır. Örneğin, tüm organik malçlar zamanla ayrışarak toprağın organik madde miktarını artırırlar. Su tutma kapasiteleri oldukça yüksektir. Toprak solucanlarında olduğu gibi pek çok canlı için bir ortam ve besin kaynağı teşkil ederek, ortam biyoçeşitliliğinin artmasını sağlarlar.
Bunun yanında hızlı ayrıştıkları için malç özelliklerini kısa sürede yitirebilirler. Ayrıca pek çoğu rüzgarla dağılmaya müsaittir. Bu tür organik malçlar genellikle bir yapıştırıcıyla beraber uygulanır. Saman malçta olduğu gibi ait olduğu bitkinin tohumlarını içerebilirler. Bazıları allelopatik özelliğe sahiptir. Bu bir açıdan avantaj, bir açıdan dezavantajdır.
Yabancı otlara karşı allelopatik bir özelliğin olması avantaj, kültür bitkisini de aynı şekilde etkilemesi dezavantajdır. Organik malçlar içerisinde ele alındığı halde diğerlerinden farklı şekilde ticari olarak malçlama amacıyla üretilen bir diğer materyal de malçlama kağıdıdır. Malçlama kağıdı tamamen geri dönüşümü olan ve herhangi bir toksik madde içermeyen bir materyaldir. Materyalin dayanıklılığını artırmak için içerisine bazı bitkisel yağlar ve asitler (soya fasulyesi yağı, sitrik asit, vb.) ilave edilmektedir. Ancak bunlar da organik kökenli oldukları için herhangi bir toksisite riski söz konusu değildir.
Bu maddeler, materyali yağışa, rüzgara ve benzeri çevre faktörlerine karşı dayanıklı kılmakta ve ömrünü uzatmaktadır. Plastik malçlarda olduğu gibi makine ile serilebilir ve farklı renklerde üretilebilir. Bu materyalin plastik malça göre en büyük avantajlarından birisi daha ucuz ve sezon sonunda sürülerek toprağa karıştırılabilir olmasıdır. Yırtılmaya ve delinmeye karşı hassas olması, özellikle toprakla örtülü kenar kısımlarının çabuk parçalanması materyalin en büyük dezavantajlarıdır (Harrington ve Bedford, 2004).
Günümüzde en yaygın kullanılan malç materyali polietilen (PE) örtülerdir. Gelişen teknolojiyle birlikte, PE örtülere de yeni özellikler kazandırılmıştır. Bu özellikler plastiğin üretimi sırasında içerisine eklenen bazı kimyasal maddelerle sağlanmaktadır. Bunların başında pigment maddeleri gelmektedir. Bugün istenilen her renkte ve tonda malç örtüsü üretmek mümkündür. Peki renkli malçlar hangi amaçla kullanılır? Diğer bir ifadeyle kullandığımız malç örtüsünün farklı renklerde olması bize ne gibi bir avantaj sağlar? Bu sorunun cevabı bitkilerin farklı dalga boylarındaki ışığa farklı reaksiyon vermesidir. Bilindiği üzere, renkler, ışığın farklı dalga boylarındaki yansımalarıdır. Farklı dalga boylarındaki ışığın bitkilerin gerek morfolojik gelişimini, gerekse kimyasal kompozisyonunu farklı şekillerde etkileyebileceği saptanmıştır.
Örneğin; kırmızı malç üzerinde yetişen domateslerden siyah malça göre gerek verim, gerekse meyve büyüklüğü bakımından daha iyi sonuçlar alınmıştır (Kasperbauer ve Hunt, 1998). Benzer şekilde kırmızı malç kullanılan çileklerde verim ve meyve büyüklüğünün siyah malça göre daha fazla olduğu saptanmıştır (Kasperbauer, 2000). Yine kırmızı ve yeşil malç üzerinde yetiştirilen pamuklarda lif uzunluğunun alüminyum ve beyaz renkli malçlar üzerinde yetiştirilenlere göre daha fazla olduğu bildirilmiştir (Kasperbauer, 2000). Başka bir çalışmada havuçta β-karoten ve askorbik asit (vitamin c) konsantrasyonunun en fazla beyaz ve sarı renkli malç üzerinde yetişen bitkilerde olduğu tespit edilmiştir (Loughrin ve Kasberbauer, 2002). Bu sonuçlar bize, çevreden yansıyan farklı dalga boylarındaki ışığın, bitkilerin bazı özelliklerini etkilediğini göstermektedir. Yani farklı renklerde malç örtüleri kullanılarak bitkilerin bazı özellikleri bizim istediğimiz yönde değiştirilebilmektedir.
PE malç örtülerine eklenebilen bir diğer özellik ise, ısı geçirgenliğidir. Bu örtüler içerdikleri özel pigmentler sayesinde fotosentetik, yani bitkilerin fotosentezde kullandığı ışığı büyük oranda bloke ederken, ısı enerjisi şeklinde yayılan kızıl ötesi ışığı geçirmektedir. Bu sayede toprak, konvansiyonel PE örtülere göre daha fazla ısınmaktadır. Ancak bu örtülerin maliyeti diğerlerine göre daha yüksektir. Bu nedenle ekonomik getirisi yüksek olan kültür bitkilerinde tercih edilebilir.
PE malç örtülerinin tüm bu özelliklerine rağmen delinme ve yırtılmaya karşı mukavemetinin az olması, meyve bahçeleri ve bağ alanları gibi çok yıllık kültürlerde uzun süreli kullanılmasını sınırlamaktadır. Ayrıca PE örtülerin hava ve su geçirme özelliği olmadığından dolayı örtü altındaki havasız (anaerobik) koşullarda kültür bitkilerinde hastalık oluşturan bazı toprak kökenli patojenlerin arttığı bilinmektedir. PE örtülerin bu olumsuzluklarını bertaraf edecek, malç tekstili adı verilen yeni örtü malzemeleri üretilmektedir. Polipropilenden imal edilen malç tekstillerinin en büyük özelliği gözenekli bir yapıya sahip olmaları ve dolayısıyla hava ve suyun giriş çıkışına izin vermeleridir. Bu sayede toprak havasız kalmamakta ve bitkinin kök çevresinde anaerobik ortam oluşmamaktadır.
Ayrıca PE örtülerde faydalanılamayan yağmur sularından istifade edilmekte ve eğer arzu edilirse malçın üzerinden sulama yapılmasına imkan tanımaktadır. İkinci önemli özelliği ise, dayanımının yüksek olmasıdır. Örneğin PE örtüler bir ya da iki yıl kullanılabilirken, malç tekstilleri kalınlığına bağlı olarak 4-5 yıl değiştirilmeden kullanılabilmektedir. Çünkü bu ürünlerin prosesinde yüksek mukavemet özelliğine sahip kompozit malzemeler kullanılmaktadır. Bu sayede özellikle meyve bahçeleri gibi çok yıllık kültürlerde bu materyal değiştirilmeden uzun süreli kullanılabilmektedir. Konvansiyonel PE örtülere önemli bir alternatif olan malç tekstillerinin arazide uygulanması ve toplanması da naylon örtülere göre daha kolay olmaktadır (Kitiş, 2009).